Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Tepede bir tapınak. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. 18. Sağ, sol eski yapı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Büyük bir Yunan tapınağı. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Sislerin ardında güneş. Kendine vadiler açıyor. Orada bir heykel. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. ",. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Regensburg’da. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Biraz ileride büyükçe bir alan. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Ludwig’in kalıtı. Hepsi de küçük ve sevimli. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Heybetli ve gururlu duruyor. Her şey tablo gibi. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Yamaçlarda üzüm bağları. . Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Uzaklardan bir köprü görünüyor. . Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. .

Tuna kıyısında bir gün...

Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Hepsi de küçük ve sevimli. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Biraz ileride büyükçe bir alan. Her şey tablo gibi. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Büyük bir Yunan tapınağı. Orada bir heykel. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. . Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Sağ, sol eski yapı. Regensburg’da. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. 18. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kendine vadiler açıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Tepede bir tapınak. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. . Yamaçlarda üzüm bağları. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. ",. Heybetli ve gururlu duruyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Sislerin ardında güneş. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Ludwig’in kalıtı.